22 Eylül 2019 Pazar

Zehiri zıkkım olsun sana!

Neslican...

Nesli ile ikinci bloguma dönmek çok acı...

Nesli...

Neslimiz...

21 yaşında,hayatının baharında,her anına,sağlıklı olduğuna, kilolu,şişman halini bile sevdiren Neslimiz.

Bilemedim.

Şimdi şöyle. 2018'ydi. O dönem tiyatro ekibim var,dediler ki "kızzz bir tatlı hatun var, enem bir tatlı ki anlatamam." Ben de takibe aldım hemen. Allah'ım yok böyle tatlılık. Her haliyle umut dolu. Tabiki o illetin,zehiri zıkkımın ilk zamanları. Kuzumuzun bacağını almış gitmiş. O kadar. Sonra cigerinin alt lobunda nüksetmişti. Onu yok ettiler. Bir cümlesini unutamıyorum yazdığı " Tümörden kurtulmak lükstür" Canım benim.

Sonra tatlı tatlı fotolar paylaşıyordu.

Ve bir sabah minik bir video çekti.

Allah'ın belası, geberip gitsin dediğimiz illet sağ ve sol akciğerinde yer almış. Bir de çıkartılmıyormuş. Ne dua etmiştik o gün. İnanamamıştık.

Çünkü o ışıltıydı. Güneş misaliydi Neslimiz.

Sonra ona da alıştı. Gezdi,dolaştı,sınavına girdi ve zehir gibi olan beyniyle tam burslu kazandı psikolojiyi.

Okulundan bahsetti. Sınavlarından. Mutluydu çok çok mutluydu. Tedavisi yoruyordu ama mutluydu. Gitti en güzel yerlerde çıktı. İnsanlara "savaşın" diyordu.

Çünkü çok güzel savaşıyordu.

Ümoş'um 2 ayda salmıştı kendini. Bırakmıştı.

Emre'yi düşünüyordu ama bırakmıştı kendini. Babaannem 2.ameliyatında "bırakın peşimi,yeter. " diye bizi azarlıyordu.

Dibi görüyordu Neslim,ama çoook savaşçıydı. Bir iyi oluyordu, herkesi mutlu ediyordu. Tatiline gidiyordu, Türkiye'nin en güzel yerlerini gösteriyordu.

Ah be ablacım. Can tatlısı.

Dediler ki 15 Eylül akşamı Nesli'mize kan arıyorlar.

Deyim yerindeyse binlerce kişi delirdi, ortalığı kaldırdık ayağa!

Neslimize kan bulduk

Hastaneyi ayağa kaldırdık. Telefonlarını kitledik, Neslimizin arkadaşlarına yazdık, bunalttık.

Her gün haber bekledik. Yoğun bakımda dediler

ve haber beklerken, ki öğlen " kalk kız kebap yiyelim" diye yazdığımın akşamı, Haluk Levent'imiz Neslican'ımızın gerçekten melek olduğunu yazdı.

Durdu dünyamız.

Umudumuzun adı, tatlımız Neslimiz bir anda gitti.

İndik çardağa, galiba 4 e kadar ağladım hiç susmadım. Sonra eve çıktık. Perişan şekilde sızmışım.

Sabah kalktığımda 8di. 4 kahve içtim peşpeşe...

Bunlar bomboş işler. Bildiğim Neslimiz bir daha gelmeyecek. Umudumuz gitti. Onu o halde o kadar üzenler oldu ki... Onlar umarım mutludur. Arkadaşlarıma fazla üzülmemeyi bile ondan öğrendim. Çok tatlı giyinirdi,etekleri sevmeyi öğrendim. Her lahmacun yediğimde onu andım. Gülmeyin,ciddiyim.



Neslimizi ülke yolcu etti. Ünlüler dahi bir bütündü. Siyasi herkes hep mesajlar paylaştı.

En acısını yaşadık. Bu ülkede yakınını zehiri zıkkım illetten kaybetmeyen yoktur herhalde. Halam halen savaş veriyor. Malesef ki nüksediyor,metastas yapıyor. Bizi yıkıyor. Yeter diyoruz. Son olsun diyoruz. Halamı sana vermeyeceğim!!! Vermeyeceğim lan napacaksın????

Geçmiyor.

Neslim umuttu.

Umudumuzu kaybettik.

Neslimize , ailesine ne kadar teşekkür etsek az!

Bahçeşehir Üniversitesi'ne, TEDx'e, Youtube'a çok teşekkür ederim kendi adıma.

Seni çok çok çok seviyoruz Neslimiz. Benim için çok özeldin.

Kendi adıma, ailem adına sana çok teşekkür ederim.

Etek giyeceğim. Sağlık sorunlarımı küçümseyeceğim. Canlarına okuyacağım!

Mekanın cennet olsun...

Zehiri zıkkım olsun sana illet!

Artık yok ol! Bırak bizi!

Artık sana kimseyi vermeceğiz!


Neslim, babaanneme,dayıma, Ümoş'uma selam söyle.






Kübra